Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları Nedir? Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları İle İlgili Bilgiler

Hata
Soru

Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Aşağıda Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları ile ilgili detaylı bilgi ve anlatımlar verilmiştir.
Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları ile ilgili yorum ve yazılar üyelerimiz tarafından ekleniştir. Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları Nedir?, Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları Ne demektir, Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Sonuçları Anlamı nedir? gibi soruların cevabını sitemizden bulabilirsiniz. Ayrıca diğer konular ile ilgili bilgileri Makaleler kategorimizden bulabilirsiniz.

Haçlı Seferleri, yaklaşık 200 yıl sürmüştür. En önemli sonucu; yaşanan katliamlar ve trajedilerdir!

Haçlı Seferleri, Avrupalı Hristiyan ordularının Müslüman topraklarına yönelik akınlar bütünüdür. Yaklaşık 200 yıl süren tarihin en büyük işgal harekâtlarında hedef, Hristiyanların kutsal kabul ettikleri topraklardı. Seferlerin nedeni; dini, sosyal ve ekonomik gerekçelerdir. Siyasi ve ekonomik anlamda tarihe yön veren sonuçları olmuştur.

Haçlı Seferleri Nasıl Başladı?

11. ve 14. yüzyıllar arasında Avrupa'daki Katolik Hristiyanların yer aldığı ve Papa'nın kışkırtması ile başlatılan "akınlar bütünü" Haçlı Seferleri, 1096 ila 1272 arasında düzenlendi. Orta Doğu'da Hristiyanların "kutsal" kabul ettiği toprakları hedefleyen akınların, sürecin başlangıcında ve devamında ekonomik ve siyasi hedefleri de ortaya çıkmıştır. Bu topraklar üzerinde Papa'nın güdümünde siyasi ve askeri kontrol sağlamak isteyen Haçlılar, hedeflerine ulaşmak için defalarca akın düzenlemiştir. Avrupa'daki din adamlarının önderliğinde birleşen Hristiyanlar, Kudüs, Antakya ve İskenderiye gibi önemli yerleri işgal etmeyi amaçlamıştır.

Clermont Konsili, Haçlı Seferleri'nin başlamasına yol açan büyük bir Hristiyan din adamı toplantısıdır. Papa II. Urbanus başkanlığında 27 Kasım 1095 tarihinde toplanan konsil, Haçlı Seferleri'nin başlangıç noktası olarak biliniyor. Bu konsilden sonra 1 yıldan daha fazla bir süre seferlere katılması istenen Hristiyanlar için propaganda çalışması yapıldı. Birinci Haçlı Seferi, Hristiyan Avrupa'daki yoğun propaganda çalışması sonucu 1096 yılında başladı. Papa II. Urban ve fanatik keşiş Pierre L'Ermit, bu süreçte Hristiyan Avrupalıları seferlere katılmaları için teşvik etti. Avrupa'daki Hristiyanların çoğu dini gerekçelerle sefere katılmayı kabul etti. Papa ve destekçileri, sefere katılanlara "cennet" vaat etmişti. Her sınıftan Hristiyan'ın yanı sıra soyluların kontrolündeki düzenli askeri grupların da desteği ile ilk sefer başlatıldı.

Doğu'daki topraklara sefer düzenleyen Batılılar, kendi mezheplerine aykırı inancı olan Doğu Hristiyanlarından aslında nefret ediyordu. Onlara yardım etmek için sefer düzenlemeleri de mantıklı değildi ve asıl amaçları Doğu bölgesindeki topraklarda hakimiyet sağlamaktı.

Seferlerin başlangıcında Musevilere karşı büyük katliamlar yapıldı. Bizans arazilerinde yağma, gasp hadislerinin yanı sıra Hristiyanların mallarına ve canlarına kast edildi. Seferler, vahşet düzeyinde işkencelere sahne oldu. Bu ve bunun gibi birçok etkileri ve nedenleri hakkında tarihçiler arasında yıllardır tartışmalar yaşanmaktadır. "Papa'nın sefer çağrısının hedefinden saptığı" yönünde yorumlar yapılsa da, seferlerin asıl hedefinin, başlangıcından beri Anadolu ve Orta Doğu'yu ele geçirmek olduğu görüşü hakimdir.

Haçlı Seferlerinin Nedenleri


Haçlı Seferleri'nin en önemli nedeni Selçukluların fetihleridir. 1071 Malazgirt Zaferi ile birlikte Anadolu'ya Türk akını başladı. Bölgede güçlü bir hakimiyet kuran Selçuklu Türkleri, aynı zamanda Filistin ve Suriye'yi de ele geçirmişti. Hristiyan dünyası, önlenemeyen fetihleri sadece endişe ile izliyordu.

Bizans İmparatoru I. Aleksios, Türklerin önlenemeyen yükselişine karşı Papa Urban'dan yardım istedi. Yardım talebini kabul eden Papa'nın başka bir amacı vardı; Kudüs ve Doğu topraklarında hakimiyet sağlamak? Doğu'da, Avrupa Hristiyanlarının fikirlerini benimsemeyen, "heretik" yani "yoldan çıkmış" Hristiyanlar yaşıyordu. Bu durum, Papa başta olmak üzere Avrupalı Hristiyanların nefretine sebep oluyordu. Papa Urban, Bizans'a yardım bahanesi ile seferler başlatarak, Doğu bölgesindeki "sapkın" Hristiyanları da kontrol altına alabilecekti. Böylece, Avrupa'nın içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve dini krizlerden de kurtulmak mümkün olabilirdi!

Sosyal ve ekonomik nedenleri:

Haçlı Seferleri'nin halktan destek görmesinin en önemli sebebi, sosyal ve ekonomik buhran yıllardır. Avrupa toplumu, feodal ailelerin savaşlarına sahne oluyordu. Şövalyeler, halk arasında adeta terör estiriyordu. Papa ve destekçileri, halkın "buhranlı" durumunu fırsatı çevirdi. Ayrıca, Doğu'nun, halkın gözünde adeta bir cennet olduğunu biliyorlardı. Bir yandan "Müslüman Türklerden intikam alma" propagandası bir yandan da Hz. İsa'yı sevenlerin sefere katılması çağrısı, beklenenden çok katılım sağladı. Dini gerekçelerle heyecanla orduya katıldığı söylenen Hristiyanların birçoğunun aslında ekonomik ve sosyal gerekçeleri de vardı!

Avrupa'nın nüfusu hızla artıyordu, kolonileşme yaygınlaşmıştı. 1094 yılında Avrupa'da büyük bir kuraklık yaşanmaktaydı. Bununla bağlantılı olarak tarım yapılamaz duruma geldi. Haçlı Seferi için vaaz verildiği dönemde kuraklık yüzünden tarım alanlarında verimin düşmesi büyük bir ekonomik buhrana yol açmıştı. Kuraklıktan bir yıl önce de sel felaketleri olmuş, salgın hastalıklar yaygınlaşmaya başlamıştı. Ardından kuraklık baş göstermiş ve açlık halkı bezdirmişti. Sefalet artıyor, salgın hastalıklar halkı kırıp geçiriyordu. Halk, yöneticilerden umudunu kesmişti. Seferler, sosyal ve ekonomik anlamda bunalım yaşayan halk için bir umut ışığı olmuştu.

Clermont'taki konsilde ülkenin sakinlerini doyurmaktan aciz olduğunu söyleyen Papa Urban, bu yüzden halkın mülklerini tahrip ederek birbiriyle savaştığını ifade etmişti. Sefer düzenlenecek bölge, İncil'de yazdığı gibi "sokaklarından süt ve bal aktığı" kutsal Doğu topraklarıydı. Topraksız köylüler ve kuraklıkla tarım yapamayan halkı, İncil'de tarif edilen bu topraklara yerleşme efsanesi cezp ediyordu. Sefalet içindeki Haçlılar, ilk başta Doğu'daki "kutsal" topraklarda yaşayan din kardeşlerine yardım amacıyla sefere çıktıklarını söylese de, kuraklığın yol açtığı ekonomik buhran ve kutsal ve verimli topraklar asıl gerekçelerdi. Bunun yanında sefere katılacak kontlar, dükler veya soylular, yeni topraklar ve maddi çıkarlar düşünüyorlardı. Tüccarlar; Doğu'da ticaret yolları kurmak istiyorlardı.

İslam dünyası, Avrupa'nın fakirliği karşısında büyük bir zenginlik içindeydi. Soylular ve şövalyeler, İslam topraklarına düzenlenecek seferleri zenginliklerini artırmanın bir fırsatı olarak düşünüyordu. Yoksulluk ve sefillik içindeki Hristiyan halk da, bu seferlerde elde edecekleri Müslüman malları ile zengin olmayı umuyordu. Müslümanların kontrolündeki İpek ve Baharat yollarını ele geçirme arzusu da, Hristiyanları cezp ediyordu.

Siyasi nedenleri:

Haçlı Seferleri'nin en önemli nedeni; Müslümanlara ait Kutsal Toprakların işgal edilerek, ele geçirilmesiydi. Kutsal Topraklara giremeyen Avrupa'daki Hristiyanlar, seferlere önemli oranda destek vermiştir.

Selçuklu Türkleri, Doğu'da sürekli ilerlemeler kaydediyordu. Bizans'ın elindeki Konstantinopolis'i de tehdit ediyordu. Bizans İmparatoru, Türklere karşı Papa'dan destek istedi. Ancak Batı ile Bizans İmparatorluğu arasındaki ilişkiler büyük bir tahribata uğramıştı. Papa, destek talebini fırsata çevirmek istedi.

Papa, Avrupa'daki egemenliği altında bulunan ve sözü geçen toprakları Doğu'da genişletmek istiyordu. Ayrıca krallar ve tüccarlar da, topraklarını artırma peşindeydi. Hristiyanlar, Orta Doğu'da devletler kurma arzusundaydı. Bu devletler de ancak Kutsal Topraklarda kurulabilirdi. Ayrıca şövalyeler ve asiller, buhranlı dönemde macera arıyordu. En popüler macera da, Müslüman topraklarında yaşanabilirdi!

Dini nedenleri:

Haçlı Seferleri, Kudüs ve Filistin'deki kutsal yerler için Hristiyanlar ile Müslümanlar arasında yapılan savaşları da kapsıyor. Kudüs ve Doğu toprakları, Sarazenlerden (Haçlıların "Hristiyan olmayan" anlamındaki Müslümanlara taktığı ad) kurtarılmalıydı. Clermont Konsili'nde Papa, Havarilerin yaşadığı toprakların ve onlara ait kalıntıların Sarazenlerden kurtarılması çağrısı yaparak, halkı "kutsal savaşa" davet etti. Papa, halkı sefere ikna için manevi ve dünyevi anlamda birçok vaatte bulundu. Örneğin; sefere katılanlar cennete gidecekti! Kilisenin vaatlerine rağmen seferlere katılamayanlara, askeri birliklere maddi yardımda bulunarak vaat edilen manevi faydaların tamamından faydalanabileceği propagandası yapıldı.

1065 yılında Kudüs, Pers krallığından gelen Türkler tarafından alındı. Bu süreçte çok sayıda Hristiyan öldü. Bu durum, Avrupa'da öfke fırtınasına yol açtı ve Kutsal Toprakları "kafirlerin" elinden kurtarma arzusu dalga dalga yayıldı. Kudüs, Hristiyanlar için kutsal bir öneme sahipti. Kudüs'teki Kutsal Kabir Kilisesi, Hz. İsa'nın kabri ve çarmıha gerildiği tepe gibi kutsal yerler bunlardan bazıları?

Orta Çağ boyunca Hristiyanlar, kutsal Kudüs şehrini hac için ziyaret etti. Müslümanlar, kendilerine ait Kudüs'ü, Hristiyan hacıların güvenle ziyaret etmesini temin etti. İlk Haçlı Seferi'nin nedeni, esas olarak Müslümanların Kutsal Toprakları işgal etmesi ve ele geçirmesiydi. Avrupa içindeki Hristiyanlar, Kutsal Topraklara giremediler, böylece Haçlı Seferleri'ni desteklemeye başladılar.

Seferlere dini altyapı oluşturan diğer nedenler şunlardır;

11. yüzyılda Batı ve Doğu arasında dini farklılıklara dayanan bir kutuplaşma vardı. Hristiyanlar ve Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler, heretikler ve putperestler arasında yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük had safhaya ulaşmıştı.
Katolik kilisesi ve papazların devlet işlerindeki rolü ve saygınlığı artmaya başlamıştı.
Seferlere katılanlara günahlarının affolunacağı ve cennet vaat edilmişti. Askeri hizmet, günahlara kefaret olarak görüldü. Dindar Hristiyanlar, seferlere katılmayı "adanma harekâtına" dönüştürdü.
İslamiyet'in Batı'ya yayılmasını engellemek isteyen Hristiyanların dinlerini aynı zamanda Doğu ülkelerine yayma arzusu seferlerin temelindeki gerekçelerdendir.
Orta Çağ Avrupa'sında eğitim İslam dünyasına göre çok geriydi. Papazlar ve din adamları dışında okuma ve yazma bilen çok azdı. Eğitim ve öğretim tamamen kilisenin tekelindeydi.

Haçlı Seferlerinin Sonuçları


Haçlı Seferleri, Orta Çağ'da Avrupa'yı tanımlayan en büyük toplumsal olaylardan biridir. Savaşı, sömürgeciliği ve terörizmi temsilen tarihsel ve dini bir emsal olarak kullanılan seferler bütünüdür. Etkileri, seferler sona erdiğinde bile edebiyat ve kültür gibi alanlarda devam etti. Daha modern zamanlarda bir fikir olarak yeniden gündeme geldi. Bugün de hala uluslararası ilişkileri etkilemeye devam etmektedir.

Haçlı Seferleri'nin ardından birçok toplumda uzun süre sosyal, dini ve ekonomik sorunlar yaşandı.

Siyasi sonuçları;

Her Haçlı Seferi'nin sonucu, diğer seferin nedeni olmuştur. Yani seferler, birbirlerini tetiklemiştir. İlk başta dini nedenlerle galeyana getirilen halk, seferlerin siyasi sonuçları ile karşı karşıya kalmıştır.

Haçlı Seferleri'nin kısa süredeki jeopolitik sonucu, 15 Temmuz 1099'da Kudüs'ün yeniden ele geçirilmesiydi; fakat Kutsal Şehir'in Hristiyanlarda kalması için Levant'a toplu yerleşim yerleri kurulmalıydı. Kudüs'ü savunmak yeni bir Haçlılara ihtiyaç duyulacaktı. Bunun için Tapınak Şövalyeleri gibi gruplar oluşturuldu. Avrupa'daki derebeylerden bazıları seferlerde öldü. Bazıları da ordularını ve topraklarını kaybetti. Böylece derebeylikler zayıfladı ve krallar ve imparatorlar güçlendi.

Türkler açısından önemli siyasi sonucu da, Türklerin Batı'ya doğru ilerleyişinin bir kesintiye uğraması ve fetihlerin yavaşlamasıdır. Bu süreçte Batı Anadolu, kısa süre Bizans'ın eline geçmiştir. Anadolu'nun Türkleşmesi daha da gecikmiştir. Bunun yanından, Haçlı saldırılarında İslam dünyasını koruyan Türkler, prestijlerini artırmıştır. Öte yandan, Haçlılarla mücadele eden İslam dünyası, Moğol saldırılarına karşı güçsüz bir duruma düşmüştür.

Dini sonuçları:

Haçlı Seferleri'nden önce Müslüman toplumlar arasında mezhepsel ayrışmalar vardı. Siyasi çekişmeler, bölgeler ve şehirler arasındaki rekabet had safhadaydı. Batı'dan gelen tehditler sebebiyle, Müslümanlar arasında kısmi de olsa birlik fırsatı sağlandı. Haçlı Seferleri'nden sonra da bir süre ve uzlaşma havası devam etti.

Kutsal Topraklara daha önce sadece hac için giden Avrupalıların Doğu seyahatleri daha yaygın hale geldi. "Haçlı seferi inanmayanlara karşı yapıldı" algısı yaygınlaştırılarak, "kutsal savaş" propagandası yapıldı. Hristiyanlar açısından dini anlamda yeni idealler ve keşif yolları açıldı.

Seferlerdeki yenilgiler, kiliseye ve papazlara güveni sarstı. Ayrıca, Doğu'daki ülkelere daha sık gitmeye başlayan Hristiyanlar, Müslümanların yardımsever ve hoşgörülü olduklarını öğrendi. Papazların "Müslümanlar barbardır" algısı yıkıldı.

Ekonomik sonuçları;

Seferler, Batı ile Doğu arasındaki ticareti büyük ölçüde artırdı. Avrupa, egzotik ürünlerle tanıştı. Karabiber, tarçın, şeker, hurma, fıstık, karpuz ve limon gibi çok sayıda ürün ve baharatlar Avrupa'ya girdi. Ayrıca; Avrupa toplumları pamuklu kumaşlar, İran halıları ve geleneksel Doğu kıyafetleri gibi ürünleri tanıdı. Burjuva sınıfı daha da güçlendi.

Haçlı Seferleri, Akdeniz boyunca uluslararası ticaret sürecini hızlandırdı. İtalya'nın Venedik, Cenova ve Pisa eyaletleri, Haçlı ordularını ve onların mallarını taşımaktan aldıkları paraya ek olarak Orta Doğu ve Bizans ticaret yollarını kontrol ederek zenginleşti. Venedik, Marsilya ve Cenova gibi Akdeniz limanları büyük önem kazandı.

Müslümanların ileri tekniklerini öğrenen Avrupalılar, daha sağlam gemiler inşa ederek, ticaretlerini geliştirdi. Bu süreçte pusula kullanmayı da öğrenerek, daha farklı ülkelere ticari açılımlar gerçekleştirdiler. Müslümanlardan alınan barut ve kâğıt, Avrupa'ya taşındı. Bunun sonucu olarak, Batı Avrupa'da ticaret giderek gelişti.

Seferlere giden Haçlılar, lüks mallarla Avrupa'ya geri döndü. Bu ürünler Avrupa'da çok popüler hale geldi. Batı Avrupalılar, ipek, şeker ve baharat gibi popüler ürünleri elde etmek için komşularıyla ticaret yapmaya başladı. Seferlerle Doğu'ya açılan Hristiyanlar, Müslümanların mimari tarzını Avrupa'ya götürdü. Avrupa'daki şatolar, saraylar ve evlerde Doğu tarzı mimariler gözlenmeye başladı.

Ticari amaçlarla sefere katılan soylular, miras bile bırakamadan savaşta öldüler. Avrupa'daki toprakları da krallığın uhdesine geçti. Hatta soylulardan bazıları Haçlıların maliyetini dengelemek üzere kralın aldığı özel vergileri ödeyebilmek için topraklarını satmak zorunda kaldı. Bazıları da, askerler için silah ve zırh gibi malzemeleri temin etme karşılığında özgürlüklerini satın aldı.

Avrupa'da soyluların güdümü altında ezilen gençler, bu durumdan kurtulmak için Haçlı Seferleri'ne katıldı. Gençlerin çoğu savaşta öldü. Bu sebeple toprak işçilerinin sayısı azaldı. Çiftçilikte başarısız olan soyluların arazileri krallıklara geçti. Bu sebeple soylular eski güçlerini kaybetti. Bazı köylüler, yıllarca çalıştıkları tarlaları soylulardan satın alarak, özgürlüklerini kazandı.

Haçlı Seferleri'nin diğer sonuçlarını şöyle sıralayabiliriz;

İslam devletlerindeki çok sayıda şehir tahrip edildi, halk katledildi ve malları yağmalandı.
Haçlı askerlerinin Bizans topraklarını tahrip etmesi ve katliamlar yapması, Batı dünyası ile Bizans İmparatorluğu ilişkilerinde kopmaya yol açtı.
Bizans orduları, Haçlı Seferleri dolayısı ile büyük oranda zayıfladı. Bu sebeple 1453 yılında Osmanlı orduları tarafından İstanbul'un fethedilmesine karşı yeterli direnci gösteremediler.
Orta Doğu'da kazanılan servet sebebiyle Avrupa ile ticarette tarifeler arttı. Avrupa'da vergiler arttı, kraliyet mensupları güç kazandı.
Soyluların seferler için topraklarını satması ve toprak işleri yapan köylüleri (serfler) serbest bırakması sebebiyle feodal sistemde gerileme yaşandı.
Avrupa devletleri, devletler arasındaki farklılıklara rağmen, ortak bir kimlik benimsedi ve kültürel mirası paylaştılar.
Kültürel miras sebebiyle yabancı düşmanlığı arttı. Dini hoşgörüsüzlük birçok yönden kendini gösterdi. Avrupa'da; Yahudiler, Paganlar ve heretiklere karşı vahşice, şiddetli saldırılar yaşandı.
Avrupa'da ticaretin dışında sanat ve edebiyatta büyük gelişmeler yaşanmıştır.
Avrupalılar arasında hoşgörü ve hümanizm arttı. Rönesans'ın ilk temelleri atıldı.
20. yüzyıldaki Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında da "Haçlı Seferi" terimi Nazi Almanya'sına karşı propaganda amacıyla kullanılmıştır. ABD'nin müttefik kuvvetler komutanı General Eisenhower, 1948 yılında yaptığı Avrupa kampanyasına "Avrupa'daki Haçlı Seferi" adını vermiştir.
21. yüzyılda da "Haçlı Seferi" terimi sık sık gündeme gelmiştir. 2001 yılında ABD'deki İkiz Kuleler saldırısının ardından ABD Başkanı George W. Bush tarafından 'Haçlı Seferi' terimi sık sık dile getirilmiştir.
Arap milliyetçiliğinin yükselişiyle paralel olarak özellikle Müslüman toplumlarda, Orta Doğu'da İsrail devletinin konumu ve geçerliliği üzerine yapılan tartışmalarda "Haçlı zihniyeti" ifade gündeme gelmiştir.
Orta Doğu'daki Batılı güçlerin müdahaleci politikaları, toprak kontrolü ve ekonomik gücü sebebiyle seküler hedefleri sürekli olarak "Haçlı hedefleri" olarak algılanmıştır.
Doğu ve Batı'da yaşayan Müslümanlar arasında "cihat" teriminin gündemde tutulmasına yol açmıştır.

Haçlı Seferleri Hakkında Kısa Bilgiler

Haçlı Seferleri'nin temeli, 27 Kasım 1095 tarihinde Papa II. Urbanus'un Clermont Konsili'nde yaptığı çağrı ile fiilen başladı.
Haçlı Seferleri'ne katılan Hristiyanların üzerlerinde haç işaret taşımaları ve Haçlı yemini etmeleri gerekiyordu.
Seferlere; şövalyeler, soyluların askeri birlikleri ve her sınıftan halk katıldı.
Seferlerin başlaması ile "Batı'nın barbar kavimleri harekete geçti" haberleri yayıldı ve özellikle Bizans topraklarında büyük bir endişe yaşandı.
Fransa kenti Amiensli keşiş Pierre L'Ermit'in ateşli vaazları, halkın üzerine büyük etki bırakarak seferlere katılımı artırdı.
Pierre L'Ermit komutasında ilk ordu, Mayıs 1096 tarihinde harekete geçti ve 1 Ağustos'ta İstanbul'a ulaştı.
Seferler; Anadolu, Levant, İber Yarımadası ve Baltık bölgelerindeki hedeflere yönelikti.
Haçlılar, 1096 ? 1270 yılları arasında sekiz kez sefer düzenledi. Bunlardan ilk dördü, Anadolu üzerinden düzenlenmiştir. Diğerleri ise deniz yoluyla düzenlenen seferlerdir.
Haçlılar, seferlerin çoğunda hedeflerine tam olarak ulaşamamışlardır.
Seferlerin en trajik sonucu, yüz binlerce insanın katledilmesidir. Seferlere katılanlar, güzergahlarındaki her halktan binlerce insanı vahşice katletmiştir. Yine binlerce çocuk da seferlerin kurbanı olmuştur.

Haçlı Seferleri'nin nedenleri ve sonuçları yıllardır tartışılmaktadır. Etkilerini tam olarak belirlemek imkansız. Bazı etkileri nispeten açık olsa da seferlerle ilgili gözlemlerin ve değerlendirmelerin çoğu genellemelerden ibarettir!

__ROOT_NODE__ 1 yıl önce 0 Cevap 150 İzlenme

Yazar:Naile çalışkan

Naile çalışkan, henüz kendi hakkında bir şeyler yazmamış.

Cevapla

Üye girişi yaparsanız aşağıdaki bilgileri girmeniz gerekmez. Üye Ol - Giriş Yap

Güvenlik Kodu Resmi


Bu Bilgiye Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapabilirsiniz.