Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? Nedir? Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? İle İlgili Bilgiler

Hata
Soru

Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? ile ilgili bilgileri sitemizde bulabilirsiniz. Aşağıda Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? ile ilgili detaylı bilgi ve anlatımlar verilmiştir.
Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? ile ilgili yorum ve yazılar üyelerimiz tarafından ekleniştir. Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? Nedir?, Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? Ne demektir, Tecahül-i Ârif Sanatı Nedir? Anlamı nedir? gibi soruların cevabını sitemizden bulabilirsiniz. Ayrıca diğer konular ile ilgili bilgileri Makaleler kategorimizden bulabilirsiniz.

Tecahül, Arapça "chl" sülasisinden gelmektedir ve kelime anlamıyla "bilmezlikten gelme" demektir. "Ârif" ise "bilen, sezen, irfan sahibi"  anlamındadır. Bu sanat, bilinen bir şeyi bilmezden gelme olarak tanımlanır tüm kitaplarda ve kelime anlamlarına baktığımızda bunun doğru ama eksik bir tanım olduğunu görüyoruz. Tecahül-i ârif sanatı  için Cem Dilçin şu açıklamayı yapmaktadır : "Yani, tecahül-i ârif ne hiç bilmemektir ne de bildiğini saklamaktır". Tüm bu bilgileri birleştirerek bir tanım yapalım:

Bilinen bir gerçeği, şiire nükte ve espri katmak amacıyla bilmiyormuş gibi yaparak istifham ( soru sorma ) ve mübalağ ( abartma ) sanatlarından da faydalanarak anlatılmak isteneni dolaylı yoldan anlatma sanatıdır tecahül-i ârif. Bu sanata tecahül'ül,  tecâhül-i ârifane, arifin adları da verilmiştir. 

Tecahül-i ârif sanatında, benzetme, soru sorma ya da abartma sanatları kullanılabilir; genelde tek başına tecahül-i ârif çiğ bir anlatım yaratacağından şairler, tek başına bu sanatı kullanmazlar. 

Tecahül-i Ârif Sanatının Diğer Sanatlarla İlişkisi

Talim-i Edebiyat'tan önce yani eski edebiyat kitaplarında tecahül-i ârif, istifhâm içinde değerlendirildi. Talim-i Edebiyat'tan sonra ayrı bir sanat olarak değerlendirilen tecahül-i ârif ve istifham arasındaki sıkı bağ yine de bitmemiştir. Yalnız ikisinin ayrımındaki nokta istifham sanatının sadece soru sorması ; tecahül-i ârif sanatının ise bilinen bir gerçeği bilmezden gelerek soru sormasıdır.  Yekta Saraç hocanın tespitiyle istifhâm, tecahülün bir üslup hususiyetidir, benzetmeye dayanmaz. Her halükarda yine, sözün özü soru sormaya odaklı ise biz ona tecahül-i ârif değil istifham demeliyiz ki bunu karşılaştırmalı örneklerde daha net göreceğiz.

Tecahül-i ârif sanatındaki nükte şu esaslardan birine dayanabilir:

- Tenşit / neşelendirme

- Tevbih/ azarlama

- Tahayyür / şaşırma

- Tedelüllüh / şiddetli aşktan duyulan şaşkınlık, kafa bulanıklığı

- Mübalağ / abartma

Şair, bu noktalardan birisine dayanarak beyite bu duygulardan birisini verebilir; elbette söyleyişin akıcılığı, bu dayanakları benzersiz kullanım gibi şeyler de şairin yeteneğine bağlıdır.

Şimdi örneklere geçelim; öncelikle istifham sanatı ile tecahül-i ârif sanatını karşılaştırmak için  bu sanatların kullanıldığı iki beyiti karşılaştıralım :

Tecahül-i ârif  için:

Nedîm-i zârı bir âfet esîr etmiş işitmişim

Sen ol cellâd-ı dîn ol düşme-i îmân mısın kâfir ( NEDÎM)

Açıklama: Ağlayan, inleyen Nedim'i bir afet kendisine esir etmiş, öyle işittim; yoksa sen ( esir eden kişi ) o meşhur din celladı o iman düşmanı kafir misin ?

Buradaki dayanak noktası abartmadır. Sevgili kâfir olarak söylenmiş burada açık istiare yapılmıştır ve tecahül-i ârif sanatı soru eki ile sağlanmıştır.  Divan edebiyatında sevgilinin kafir olması, aşıkları yoldan çıkarması mazmun olarak kullanılan bir durumdur; şair bunu bildiği halde, durumu pekiştirmek amacıyla tecahül-i ârif sanatından faydalanmıştır. Önemli olan, şairin zaten sevgilinin kafir olduğunu bilmesidir; daha pratik bir yolla burada okuyucunun kafasında bir soru işareti çıkmadan anlatılmak istenen anlatılmıştır. Yani amaç soru ile okuyucunun daha eski bir tabirle karinenin kafasında bir soru işareti oluşturmak değil, bilinen bir durumu daha da pekiştirmektir.

İstifham sanatına örnek:

Öyle ser-mestim ki idrâk etmezem dünyâ nedir

Ben kimim sâkî olan kimdir mey ü sahbâ nedir ( FUZULİ) 

Açıklama: Öyle sarhoşum ki dünyayı idrak edemem; ben kimim, saki olan kim, içki nedir bilemem.

Buradaki sanat, tecahül-i ârif sanatı değil istifham sanatıdır. Burada kafa karıştırıcı ibareler bulunmaktadır ve tecahül-i ârif olması için herhangi bir dayanak noktası bulamıyoruz.

Şimdi daha zor bir tecahül-i ârif örneğine bakalım:

Nedîm el-hak şîrîn-edâsın vasf-ı la'linde

Elinde hâme-i ma'ni mi ney-sükker midir bilmem ( NEDİM )

Açıklama: Ey Nedim ! Doğrusu sen sevgilinin kırmızı dudağını anlatmak şirin edalısın, tatlı dillisin.  Ey Nedim ! Senin elindeki anlam kalemi midir yoksa şeker kamışı mıdır bilemem !

Buradaki beyitte şair kendini övmüş ve kendini methederken bunu tecahül-i ârif sanatıyla yapmıştır. Şair elbette elindekinin kalem olduğunu biliyordur ama olayı daha da abartarak kalemin üzerinden tecahül-i ârif sanatı yapmıştır. Burada dayanak noktası abartmadır.  Daha başka sanatlarla birleşince tecahül-i ârif daha karmaşık bir hale gelse de istifham sanatı ile karıştırılmayacak kadar net tecahül-i ârif vardır burada.

Son bir örnek verip konuyu alıştırma gazeli ile kapatalım:

Halka halka asılanlar saç mıdır sünbül midür

Dâne dâne görünenler ben midir fülfül midür ( Amrî )

Açıklama: Halka halka sarkanlar saç mıdır yoksa sünbül müdür? O tane tane görülen ben midir yoksa kara biber midir?

Burada sevgilinin özellikleri sıralanırken anlatıma ahenk katmak için sevgilinin özellikleri benzetme ve tecahül-i ârif sanatından yararlanılarak sıralanmıştır. Şair Amri, sevgilinin saçlarının sünbül ya da benlerinin karabiber olmadığını elbette biliyor ama benzetme sanatıyla tecahül-i ârif sanatını birleştirerek şiire bir ahenk getiriyor. Bu durum, yukarıda bahsettiğimiz tecahül-i ârif sanatının tek kullanılmama durumudur. Sadece benzetme sanatı ya da sadece tecahül-i ârif olsa anlatım çiğ duracaktır. Belirtilmesi gereken bir şey daha vardır ki o da buradaki soruların okurun kafasını karıştırmayacak sorulardan oluştuğudur. Yani beyite baktığımızda, burada zaten soru sorulacak bir durum olmadığını biliyoruz çünkü şair, tarif ettiği şeyi (saç mıdır/ ben midir ) zaten söylemektedir.

Tecahül-i ârif  yukarıda da görüldüğü gibi kısaca bilinen bir gerçeği dolaylı yoldan bilmiyormuş gibi anlatma sanatıdır.  Bu konuda en iyi örnek, Hayali'nin Tecahül-i Arifeyn adıyla yazılan ve tamamen tecahül-i ârif sanatından oluşan gazelidir. Bu gazelin tamamı tecahül-i ârif sanatıyla yazıldığı için buraya aktaracağız; siz de bu gazeli alıştırma olarak kullanabilirsiniz:

TECÂHÜL-İ ÂRİFEYN (GAZEL)

Ey aceb bu turra mı yâ ebr-i müşg-efşân mıdır

Nahl-i gül üstünde yâ hod deste-i reyhân mıdır

*

Kaş mıdır yâ şâhbâz-ı çeşmine iki kanad

Yâ hilâl-i çarh yâ hod kınle-i îmân mıdır

*

Hâllerle ruh mu yâ hod hırmen-i hüsn ü cemâl

Yâ süreyyâ pâyına düşmüş meh-i tâbân mıdır

*

Leb midir yâ berg-i gül yâ gonce-i bâğ-ı İrem

Yâ dil-i uşşâkdan bir katre düşmüş kan mıdır

*

Diş midir yâ gonca içre jâle ya dürr-i Aden

Çeşme-i hurşîdde yâ encüm-i rahşân mıdır

*

Ol zenâh mı yâ rasad-gâh-ı sipihr-i izz ü naz

Ya çah-ı Bâbil-sitân ya Yûsufa zındân mıdır

*

Ya Rab ol gerden mi yâ mihr ü vefâ tûmarı mı

Şem'i kâfûrî midir yâ hod serîr-i can mıdır

*

Sîne mi yâ hod harîr-i hâm yâ kettân-ı Mısr

Kâkum-ı Rûsî mi yâ hod vâşak-ı Şirvân mıdır

*

Nâfe mi yâ sâgar-ı işret mi yâ havz-ı behişt

Murg-ı câna âşiyân yâ hod neşâta kân mıdır

*

Goncalar mı yâ şükuft olmış kenâr-ı servde

Âlem-i ebdân için yâ nâme-ı unvân mıdır

*

Ey Hayâli karanukluktur ötesi açmazın

İki sâkı mâhiyân-ı Çeşme-i Hayvân mıdır_? ( HAYALİ )

Vezin : Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün

Kültür ve Sanat 2 yıl önce 0 Cevap 158 İzlenme

Yazar:Demet Simgeci

Demet Simgeci, henüz kendi hakkında bir şeyler yazmamış.

Cevapla

Üye girişi yaparsanız aşağıdaki bilgileri girmeniz gerekmez. Üye Ol - Giriş Yap

Güvenlik Kodu Resmi


Bu Bilgiye Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapabilirsiniz.